1. Haberler
  2. BORSA
  3. ANALİZ: Borsa İstanbul Ucuz Ama Katalist Bekliyor

ANALİZ: Borsa İstanbul Ucuz Ama Katalist Bekliyor

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Küresel piyasalarda faiz beklentileri ve değerlemeler yeniden tartışılırken, Borsa İstanbul’da endeks 10.000–11.000 bandında sıkışık seyrini sürdürüyor. Uzmanlar, borsanın değerleme olarak ucuz olduğunu ancak yukarı yönlü güçlü bir hareket için hâlâ net bir kataliste ihtiyaç bulunduğunu vurguluyor. Orta-uzun vadede ise şirket kârlılıkları ve hedef fiyat revizyonları üzerinden bakıldığında endeks için kayda değer bir getiri potansiyeline işaret ediliyor.

Küresel Piyasalarda Fed Kaynaklı Dalgalanma

Son dönemde özellikle ABD borsalarında teknoloji ve yapay zekâ odaklı şirketlerin ulaştığı yüksek değerlemeler, uzun süredir tartışma konusu. Bir kesim yatırımcı, bu hisselerin “pahalı” olduğunu, fiyatların gereğinden fazla şiştiğini savunurken; diğer kesim düşük faiz ortamı ve güçlü büyüme beklentileri nedeniyle yüksek çarpanları makul görüyordu.

Ancak son yaklaşık bir buçuk haftada bu dengede önemli bir kırılma yaşandı. Bunun nedeni, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimlerine ilişkin beklentilerde sert bir geri çekilme olması. Kısa süre öncesine kadar aralık ayındaki toplantıda neredeyse “kesin” gözüyle bakılan faiz indirimi, artık fiyatlamalarda yalnızca yaklaşık yüzde 40 olasılıkla görülüyor. Yani piyasalar, daha yüksek bir ihtimalle aralıkta faiz indirimi yapılmayacağını varsayıyor.

Ocak toplantısında faiz indirimi ihtimali de tam anlamıyla kesin değil, yaklaşık yüzde 85 seviyesinde fiyatlanıyor. Daha belirgin bir faiz indirimi beklentisi ise mart ayına ötelenmiş durumda. Tüm gelecek yıla yayılan dönemde ise toplamda yalnızca üç faiz indirimi fiyatlanıyor.

Bu tablo, “düşük faiz uzun süre devam eder, yüksek büyüme gelir, bugünkü yüksek değerlemeler makul kalır” anlatısını zayıflatıyor. Dolayısıyla özellikle yapay zekâ hikâyesiyle çok yükselmiş büyük teknoloji hisselerinde kâr realizasyonu ve düzeltme eğilimi gündeme geliyor. ABD borsalarındaki bu satışa, Avrupa ve Asya borsalarında da benzer hareketler eşlik ediyor. Avrupa Merkez Bankası’ndan gelen açıklamalarda da, ABD’deki yüksek değerlemelerin Avrupa için risk oluşturduğuna ve düzeltme ihtimaline dikkat çekiliyor.

Borsa İstanbul Ucuz Ama Katalist Bekliyor

Küresel tarafta bu dalgalı görünüm sürerken, Borsa İstanbul’da endeks bir süredir 10.000–11.000 bandında sıkışmış durumda. Teknik olarak bakıldığında, 10.700 puan seviyesi uzun süre önemli bir destek olarak izlenmiş, ancak son sert satışlarla bu seviyenin altına sarkılmasıyla birlikte endekste momentuma dair soru işaretleri artmıştı.

Yurt içinde özellikle ekonomi dışı siyasi ve hukuki gelişmelerin piyasalar üzerindeki etkisi yakından takip ediliyor. Siyasi davalara ilişkin haber akışları geçtiğimiz günlerde endekste 10.300 puan seviyelerine kadar bir geri çekilmeye yol açmıştı. Sonrasında gelen tepki alımlarıyla birlikte, 100 günlük ortalamalara yakın bölgede yeniden tutunma çabası görüldü.

Küresel piyasalarda satışların derinleştiği günlerde bile Borsa İstanbul’da zaman zaman yüzde 1’i aşan yükselişler kaydedildi. Bu da, içeride değerleme bazlı bir tepki alımı olduğunu düşündürüyor. Uzmanlar, “borsa değerleme olarak ucuz” görüşünde birleşiyor; ancak bu ucuzluğun kalıcı bir yükseliş trendine dönüşmesi için güven artırıcı bir kataliste ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyor.

Şu aşamada bu katalistin, orta–uzun vadeli hedef fiyatların işaret ettiği yüksek potansiyelin bizzat kendisi olabileceği değerlendiriliyor. Diğer bir ifadeyle, yatırımcılar “çok ucuz kaldık, bu kadar iskontolu kalamayız” düşüncesiyle, belirli dönemlerde haber akışından bağımsız tepki alımlarına yönelebiliyor.

Şirket Karları ve Endeks İçin Yeni Hedefler

Reklam Alanı

Üçüncü çeyrek finansal sonuçlarının büyük bölümü açıklanmış durumda. Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin yaklaşık yüzde 95’i bilanço yayımladı. Geriye sadece bilanço dönemi farklı olan bazı spor ve tarım şirketleri kaldı.

Analistler, şirketleri net kâr büyümesi, ciro artışı, FAVÖK büyümesi, FAVÖK marjında iyileşme ve özkaynak kârlılığında artış gibi kriterler üzerinden değerlendiriyor. Bu kriterlere göre yıllık bazda iyileşme gösteren şirketlerin oranı yaklaşık yüzde 24 seviyesinde bulunuyor. İkinci çeyrekte bu oran yüzde 22 civarındayken, önceki dönemlerde yüzde 14–15 bandında seyrediyordu. Yani kârlılık ve verimlilik bakımından artış gösteren şirketlerin payı çeyrekler itibarıyla istikrarlı biçimde yükseliyor.

Bu eğilimin dördüncü çeyrekte daha da güçlenmesi ve iyileşme gösteren şirket oranının yüzde 25 seviyelerine ulaşması bekleniyor. Şirket bazında bakıldığında, farklı sektörlerden birçok ismin net kâr, ciro ve marjlarda enflasyonun üzerinde büyüme sergilediği görülüyor. Bu da hedef fiyatlarda yukarı yönlü revizyonları beraberinde getiriyor.

Analist modellerine giren bu revizyonlar, yalnızca ilgili şirketlerin hedef fiyatlarını değil, aynı zamanda endeksin uzun vadeli hedefini de yukarı çekiyor. Son hesaplamalarda, BIST 100 için hedef seviye yaklaşık 15.650 puan civarına taşınmış durumda. Bu rakam, endeksin güncel seviyelerine göre kabaca yüzde 40–45 civarında bir yükseliş potansiyeline işaret ediyor.

Bu potansiyel, geçmiş yıllarda da sık sık gözlenen bir olguyla birlikte değerlendiriliyor: Tarihsel olarak, endeks bazında beklenen getiri potansiyeli yüzde 30’lara yaklaştığında, dönemsel haber akışından bağımsız şekilde Borsa İstanbul’da yukarı yönlü tepkiler yaşandığı gözlemlenmişti. Bugün için bu potansiyelin yüzde 40’ın üzerine çıktığı düşünüldüğünde, benzer bir tepkinin farklı dalgalar hâlinde görülmesi şaşırtıcı olmayabilir.

Para Akımları: BIST 30’dan Çıkış, Endeks Dışı Hisselere Giriş

Endeksin seyrini anlamak için yalnızca fiyatlara değil, para giriş çıkışlarına bakmak da önemli. Borsa geneline bakıldığında, son dönemde toplamda hâlâ bir para girişi olduğu ifade ediliyor. Ancak bu girişin dağılımı, endeksin neden zorlandığını da açıklıyor.

Uzun süredir özellikle birkaç aracı kurumun, BIST 100 ve BIST 30 dışındaki daha küçük ve orta ölçekli şirketlerde düzenli alımlar yaptığı dikkat çekiyor. Yani borsaya giren yeni para, endeks ağırlığı yüksek büyük şirketlere değil, daha çok endeks dışı hisselere yöneliyor.

Sadece BIST 30 şirketleri bazında bakıldığında ise son dönemde belirgin bir para girişi değil, tam tersine sınırlı da olsa para çıkışı olduğu görülüyor. Bu nokta kritik; çünkü Borsa İstanbul’da endeks bazlı kalıcı bir yükseliş yaşanacaksa, bunun sürükleyici gücü genellikle ağırlığı yüksek BIST 30 şirketleri oluyor. Büyük hisselere güçlü para girişi olmadan, endeksin kalıcı biçimde yukarı kopması zorlaşıyor.

Öte yandan hem endeks içi hem endeks dışı bazı hisselerde günlerce kesintisiz devam eden para girişleri olduğu da belirtiliyor. Bu tablo, hisse bazlı hareketlerin endekse göre daha canlı seyrettiğine, seçici yatırımcıların belirli şirketlere yoğunlaştığına işaret ediyor.

Yoğun Veri Takvimi Piyasaların Gündeminde

Küresel gündemde, ABD’de hükümetin bir süre kapalı kalması nedeniyle açıklanamayan birçok makroekonomik verinin toplu şekilde piyasaya gelmeye başlaması da önemli bir başlık. İki kez ertelenen istihdam verileri, geciken enflasyon rakamları ve büyüme–tüketim odaklı göstergeler, hükümet faaliyetlerinin yeniden tam kapasiteye dönmesiyle peş peşe açıklanıyor.

Önümüzdeki günlerde ABD’de dayanıklı mal siparişleri, fabrika siparişleri, işsizlik oranı, tarım dışı istihdam, ortalama saatlik kazançlar, konut satışları ve PMI verileri gibi birçok kritik veri yayımlanacak. Bu veriler, Fed’in faiz patikasına ilişkin beklentileri yeniden şekillendirebileceği için küresel risk iştahı üzerinde etkili olacak.

Türkiye cephesinde ise her hafta perşembe günleri açıklanan Merkez Bankası rezerv verileri ve yabancı yatırımcı işlemleri öne çıkıyor. Bu hafta ayrıca konut fiyat endeksi takip edildi. Avrupa tarafında enflasyon ve tüketici güveni verileri, yine hafta sonunda gelecek PMI’larla birlikte büyüme görünümüne ilişkin ipuçları sağlayacak.

Tüm bu başlıklar bir araya getirildiğinde, tablo özetle şöyle görünüyor: Borsa İstanbul, küresel dalgalanmalara rağmen ucuz değerlemesi ve şirket kârlılıklarında süren iyileşmenin desteğiyle orta–uzun vadede önemli bir potansiyel taşıyor. Ancak kısa vadede kalıcı bir yükseliş trendi için hem iç politik ve hukuki cephede güven artırıcı adımların hem de küresel tarafta Fed kaynaklı belirsizliğin bir miktar azalmasının gerektiği ifade ediliyor. Yatırımcılar açısından ise hisse seçiminin, endeks performansına kıyasla önümüzdeki dönemde daha da belirleyici olması bekleniyor.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Parasever ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!