
Türkiye’de son beş yılda yaşlı nüfusun yüzde 20.7 oranında artması, yaşlı bakım hizmetlerini hızla büyüyen bir sektör hâline getiriyor. Uzmanlar, 2040’a kadar 65 yaş ve üzeri nüfusun yüzde 16’yı aşacağını öngörüyor ve buna bağlı olarak yaşlı bakım talebinin en az iki kat artacağını belirtiyor. Doğurganlık oranının düşmesi ve yaşlı nüfusun artışı, ‘gümüş ekonomi’ olarak adlandırılan yaşlı bakım hizmetlerini, 2032 yılında küresel çapta 8.5 trilyon dolarlık büyüklüğüyle yatırım açısından cazip bir alan hâline getiriyor.
DÜNYA Gazetesi’nin düzenlediği Küresel Ekonomi Zirvesi’nde konuyu değerlendiren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geriatri merkezleri, rehabilitasyon merkezleri, tele-tıp ve giyilebilir takip cihazları, bakım robotları, ev içi akıllı sistemler gibi alanlardaki yatırım potansiyeline dikkat çekti. Uzmanlar, Türkiye’de yaşlı bakım talebinin önümüzdeki 20 yılda iki kat artacağını öngörerek, yetişmiş personel ihtiyacının kritik bir sorun olacağını vurguluyor.
TÜİK verilerine göre Türkiye’de 65 yaş ve üzeri nüfus 9 milyonu geçmiş durumda. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise yüzde 11’leri buluyor. Son beş yılda yüzde 20.7 artış, Türkiye’nin hızlı yaşlanma sürecine girdiğini gösteriyor. Gaya Bakım Üniteleri Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Gaye Öz Esmeray, 2040’a kadar 65 yaş üstü nüfusun yüzde 16’yı geçmesini beklediklerini ve yaşlı bakım talebinin arzın üzerinde olduğunu belirtiyor. Esmeray, bu talebi karşılayacak nitelikli personel yetiştirmenin önemine dikkat çekiyor.
Aileden kurumsal bakıma geçiş hızlanıyor
Türkiye’de geleneksel olarak yaşlıların evde bakımı tercih edilse de, çekirdek aile yapısının yaygınlaşması ve genç nüfusun azalması, kurumsal bakım ihtiyacını artırıyor. Dr. Esmeray, “Yaşam süresinin uzaması ve artan yaşlı nüfus, kurumsal bakıma olan talebi yükseltiyor” diyor. Artan yoğun bakım ihtiyacı, profesyonel sağlık desteği ve güvenlik kaygıları da aileleri kurumsal bakıma yönlendiriyor. 2024 verilerine göre Türkiye’de toplam huzurevi sayısı 450’nin üzerinde ve hizmet alan yaşlı sayısı yaklaşık 30 bin kişi. Esmeray, “Pazar kısa vadede doymayacak çünkü talep arzın çok üzerinde” diyor.
Liman Yaşlı Bakım Merkezi kurucusu Dr. Deniz Vüsale Barokas ise, Türkiye’deki yasal düzenlemelere rağmen artan talebi karşılayacak kapasite ve uygulama eksikliklerine dikkat çekiyor. Barokas, “Ülkemizde yaklaşık 500 civarında yaşlı bakım kuruluşu mevcut. 2040’ta nüfusun yüzde 18’inin yaşlı olması bekleniyor. Bu kapasite yetersiz” diyor. Ayrıca, kurum açılış kriterlerinin daha net ve denetlenebilir hâle getirilmesi, sağlık personeli ve kalite standartlarının zorunlu hâle gelmesi gerektiğini belirtiyor.
Personel yetersizliği sektördeki en büyük risk
Dr. Esmeray, Türkiye’de her 100 yaşlıya düşen bakım personeli sayısının OECD ortalamasının altında olduğunu belirtiyor. Genç nüfusun azalması bu sorunu daha da derinleştirecek. Çözüm olarak üniversitelerde gerontoloji ve yaşlı bakım programlarının güçlendirilmesi, meslek hakkının iyileştirilmesi ve müfredatlarda yaşlı bakım eğitiminin yaygınlaştırılması öneriliyor.
Dr. Barokas, gençlerin öz bakım içeren görevlerde çalışmak istemediğini, bu nedenle sektörde yüksek personel devri yaşandığını söylüyor. Sahadaki en sık görülen sorunlar arasında personel eksikliği, yetersiz ekipman, sınırlı sağlık desteği ve ağır bakım gerektiren yaşlı sayısının artışı bulunuyor. Barokas, devlet destekli eğitim programlarının yanı sıra, gençler için eğitim bursu, vergi indirimi veya sigorta avantajları gibi teşviklerin ve kurumlar için personel istihdamına doğrudan destek sağlanmasının önemine dikkat çekiyor.
Gümüş ekonomi ve teşvikler
Dr. Esmeray, devletin kadın girişimciler öncülüğünde yaşlı ve engelli bakım alanında verdiği kredi desteklerini kritik bir adım olarak nitelendiriyor. Bu destek, modern, uluslararası standartlarda bakım merkezlerinin kurulmasını kolaylaştırarak Türkiye’nin gümüş ekonomi potansiyelini güçlendirecek.
Yaşlıların yaşam koşulları ve tek başına yaşayanlar
2024 yılında 26,6 milyon haneden 6,7 milyonunda en az bir yaşlı birey bulunuyor. Bu hanelerin yaklaşık 1,75 milyonu ise tek başına yaşayan yaşlılardan oluşuyor. Tek başına yaşayan yaşlıların yüzde 74’ünü kadınlar, yüzde 26’sını erkekler oluşturuyor.
Dünya genelinde yaşlı nüfus
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de yaşlı bağımlılık oranı 2019’da yüzde 13,4 iken 2024’te yüzde 15,5’e yükseldi. Uzmanların ana senaryosuna göre, bu oran 2030’da yüzde 19,5, 2040’ta yüzde 26,5’e ulaşacak. Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2024’te dünya nüfusunun yüzde 10,2’si yaşlılardan oluşuyor. En yüksek yaşlı nüfus oranları Monako, Japonya ve İtalya’da gözlemleniyor. Türkiye ise 194 ülke arasında 75. sırada yer alıyor.
Yeni hizmet ihracatı fırsatları
Omnigen Tıbbi Ürünler AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kılınç, Türkiye’nin yaşlı bakım alanında bir hizmet ihracatı modeli geliştirebileceğini söylüyor. Avrupa, ABD ve Kanada’daki yaşlı turistlere yönelik entegre bakım ve sosyalleşme merkezleri, hem tıbbi bakım hem de sosyal etkinlikler sunarak yatırım açısından büyük fırsat yaratabilir. Kılınç, “Havadar ve hastaneye yakın bölgelerde modern tesisler kurarak yurt dışındaki yaşlıları çekebiliriz. Devletin uzun vadeli arazi kiralama ve teşviklerle destek vermesi gerekiyor” diyor.
Kılınç ayrıca, yaşlı bakımında deneyimli personel bulmanın zorluklarına ve artan laboratuvar ve medikal test ihtiyacının sektörde doğal bir büyüme yaratacağına dikkat çekiyor.
