1. Haberler
  2. DÖVİZ
  3. SABAH Analizi | Altın ve Japon Tahvilleri Yan Yana: Dünya Bir Yöne, Japonya Tersine Gidiyor

SABAH Analizi | Altın ve Japon Tahvilleri Yan Yana: Dünya Bir Yöne, Japonya Tersine Gidiyor

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) 30 yıl sonra attığı faiz artışı adımı, küresel piyasalarda merkez bankalarının farklı yönlere savrulduğu bir dönemde dikkat çekti. Altın, Japon tahvilleri ve döviz piyasalarında oluşan fiyatlamalar, Japonya’nın uzun süredir sürdürdüğü ultra gevşek para politikasından kademeli çıkışının küresel dengeleri nasıl etkileyebileceğine dair önemli sinyaller veriyor.

BoJ’dan 30 Yıl Sonra Faiz Artışı

Japonya Merkez Bankası, bu sabah sonuçlanan olağan toplantısında politika faizini %0,50’den %0,75’e yükseltti. Böylece faizler son 30 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Karar metninde, enflasyon görünümünün beklentilerle uyumlu kalması halinde faiz artışlarının sürebileceği mesajı verildi.

Kasım ayında çekirdek enflasyonun %3’e ulaşması, ücret artışlarının devam etmesi ve şirket güvenindeki toparlanma, BoJ’un uzun yıllar süren ultra gevşek para politikasından kademeli çıkışını destekleyen temel unsurlar olarak öne çıkıyor. Buna karşın, yapılan faiz artışına rağmen reel faizlerin hâlâ belirgin şekilde negatif olduğu da vurgulanıyor.

Piyasalar Şimdilik Sakin, Ancak Riskler Masada

Faiz artışının uzun süredir güçlü bir şekilde iletişiminin yapılmış olması, kararın piyasalarda sert bir dalgalanmaya yol açmasını engelledi. Ancak küresel ölçekte birçok merkez bankasının —TCMB dâhil— faiz indirdiği bir dönemde, Japonya’dan gelebilecek ilave faiz artışlarının ilerleyen süreçte rahatsızlık yaratabileceği değerlendiriliyor.

BoJ Başkanı Kazuo Ueda’nın basın toplantısında, faiz artışlarında acele edilmeyeceği ve kademeli normalleşme vurgusu yapmasının, piyasa algısını dengelemesi bekleniyor. Bu çerçevede Japonya’nın uzun süredir “ucuz fonlama para birimi” olma rolünün kısa vadede tamamen ortadan kalkmayacağı görüşü öne çıkıyor.

Karar sonrası yen dolar karşısında 156 seviyelerine yükselerek sınırlı değer kaybı yaşarken, 10 yıllık Japon tahvil faizi %2,05 ile son 19 yılın en yüksek seviyesine çıktı.

ECB ve BoE Cephesinde Sürpriz Yok

Merkez bankaları cephesinde bir diğer önemli başlık Avrupa ve İngiltere oldu. Avrupa Merkez Bankası (ECB) beklentiler doğrultusunda faizleri sabit tutarken, büyüme ve enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize etti. Bu adım, yakın vadede yeni bir faiz indirimi ihtimalini büyük ölçüde ortadan kaldırdı.

Euro Bölgesi ekonomisinin, ABD tarifelerine rağmen ihracatta beklenenden iyi performans göstermesi dikkat çekti. Hizmet sektörü kaynaklı enflasyon baskılarının %2 hedefi civarında kalması, ECB’nin geçen yıl %4’ten %2’ye indirdiği gevşeme döngüsünün sona erdiği algısını güçlendirdi. Başkan Christine Lagarde belirsizliklere vurgu yaparken, piyasalar faizlerin 2026 boyunca sabit kalabileceğini fiyatlıyor. EUR/USD paritesi karar sonrası 1,17 seviyelerinde yatay seyretti.

İngiltere Merkez Bankası (BoE) ise politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Son üç yılın en düşük seviyesine inen karar, 5’e karşı 4 oyla alındı. BoE Başkanı Andrew Bailey, enflasyonun 2026 baharında %2 hedefine yaklaşmasını beklediklerini ancak risklerin tamamen ortadan kalkmadığını vurguladı. Piyasalar, BoE’nin agresif değil, kontrollü ve sınırlı bir gevşeme sürecine gireceği görüşünde birleşti. Sterlin günü 1,3370 seviyelerinde tamamladı.

Reklam Alanı

ABD Enflasyonu Beklentilerin Altında Ama Güven Zayıf

ABD’de Kasım ayı TÜFE verisi yıllık bazda %2,7 ile %3,1 olan beklentinin altında kaldı. Ancak hükümet kapanması nedeniyle veri setinin eksik ve sağlıksız olduğu algısı, piyasalarda güçlü bir reaksiyon oluşmasını engelledi.

Aylık enflasyon verisinin açıklanamaması, tatil indirimlerinin fiyatları aşağı çekmiş olabileceği yönündeki değerlendirmeleri güçlendirdi. Buna karşın et, kahve ve elektrik gibi temel kalemlerdeki sert artışlar, hane halkı üzerindeki geçim baskısının sürdüğüne işaret etti.

Bu tablo, Fed’in temkinli iletişimini desteklerken; tarifelerin gecikmeli etkileri ve güçlü enerji talebi nedeniyle Aralık ayında enflasyonun yeniden hızlanabileceği beklentileri öne çıkıyor. Vadeli piyasalarda ise 2026 yılında sınırlı bir faiz indirimi alanının korunacağı fiyatlanıyor.

Asya Borsaları Yükselişte

Yeni gün başlangıcında Asya borsaları, ABD piyasalarındaki yükselişi takip ederek teknoloji hisseleri öncülüğünde yükseldi. Nasdaq endeksi geceyi %1,4 artışla tamamlarken, Tokyo Borsası %1,3 yükselişle öne çıktı. Tayvan ve Güney Kore borsalarında da teknoloji hisselerinin etkisiyle %1 civarında artışlar görüldü.

Altın, Gümüş ve Petrol Cephesinde Son Durum

Emtia piyasalarında altın, dün gün içinde 4.375 dolar seviyesine kadar yükseldikten sonra kâr realizasyonlarıyla bu sabah 4.320 dolar seviyelerine geri çekildi. Gümüş, hafta ortasında 67 dolar seviyesine yaklaşmasının ardından 65 dolar civarına gerileyerek soluklandı. Buna karşın paladyum ve platin, güçlü talep sayesinde pozitif ayrıştı.

Petrol cephesinde Rusya’ya yönelik ek ABD yaptırımları ve Venezuela kaynaklı arz riskleri fiyatları desteklese de, Brent petrol yeniden 60 doların altına geriledi.

AB’den Ukrayna İçin Ortak Borçlanma Kararı

Avrupa Birliği liderleri, Ukrayna’ya önümüzdeki iki yıl için 90 milyar euroluk finansman sağlamak amacıyla ortak borçlanmaya gitme kararı aldı. Dondurulmuş Rus varlıklarının doğrudan kullanılması ise şimdilik rafa kaldırıldı. AB, bu adımla hem Ukrayna’nın finansman ihtiyacını karşılamayı hem de birlik ve kararlılık mesajı vermeyi hedefliyor.

Türkiye Cephesinde TL ve Rezervler Güçlü

Türkiye’de haftalık para, banka ve menkul kıymet istatistiklerine göre, 12 Aralık ile sona eren haftada yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış döviz tevdiat hesapları 0,6 milyar dolar arttı. Önceki haftaya kıyasla artışın sınırlı kalması, TL’ye yönelik iyimserliğin güçlendiği şeklinde yorumlanıyor.

ABD–Türkiye ilişkilerindeki toparlanma, petrol fiyatlarının seyri ve 5 yıllık CDS priminin 208 baz puanla 2018’den bu yana en düşük seviyelere gerilemesi, TL ve TL cinsi varlıkları destekliyor. İki yıllık gösterge tahvil faizi %37,9 seviyesine inerken, BIST Bankacılık Endeksi günü %1,2 yükselişle tamamladı.

BDDK verileri, KKM bakiyesinin 273 milyon dolara kadar gerileyerek fiilen sistemden çıktığını gösteriyor. TL’nin toplam mevduattaki payı %61’e yükselirken, yatırım fonları içindeki döviz kompozisyonu %36,8’e geriledi.

TCMB’nin net döviz pozisyonu ise 56,1 milyar dolar ile son yılların en yüksek seviyelerine çıktı. Güçlü rezerv görünümü, kurun kontrollü yükselişine imkân tanırken, bu durum reel anlamda TL’de değerlenme olarak değerlendiriliyor.


Kaynak: Emre Değirmencioğlu – Kıbrıs İktisat Bankası

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Parasever ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!