1. Haberler
  2. BORSA
  3. ANALİZ: Türk Hisse Senetleri 2026’ya Yeniden Değerlenme Umuduyla Giriyor

ANALİZ: Türk Hisse Senetleri 2026’ya Yeniden Değerlenme Umuduyla Giriyor

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

2025 yılı gelişmekte olan ülke borsaları için oldukça hareketli geçti. Zayıflayan dolar, ABD Merkez Bankası’nın faiz indirim sürecine yeniden başlaması ve Çin’in uyguladığı politika destekleriyle birlikte bu piyasalarda dolar bazında ortalama yüzde 35 civarında bir getiri sağlandı. Ancak bu olumlu tabloya rağmen Türkiye hisse senetleri, küresel ortalamanın gerisinde kaldı. Yılın genelinde artan siyasi tansiyon, para politikasındaki sıkılaşma ve TL’deki zayıflama Türkiye piyasaları üzerinde baskı oluşturdu.

Bankacılık Sektörü Baskı Altında, Savunma ve Enerji Ön Planda

2025 yılı boyunca bankacılık sektörü, Borsa İstanbul’un gerisinde kaldı. Yılın başından bu yana BIST 100 endeksi yaklaşık yüzde 10 yükselirken, bankacılık hisselerinde yüzde 0,4’lük sınırlı bir kayıp yaşandı. TL’nin değer kaybı ve sıkı para politikası bu zayıf performansın başlıca nedenleri olarak öne çıktı.

Buna karşın savunma, enerji ve sanayi sektörlerinde dikkat çekici bir yükseliş gözlendi. Özellikle ASELSAN dolar bazında değerini neredeyse ikiye katlarken, Tüpraş da petrol ürünlerindeki arz sıkışıklığından güçlü biçimde yararlandı. Ereğli hisseleri, altın rezervi açıklaması beklentisiyle ilgi toplarken; Enka ve Enerjisa da endeksin üzerinde bir performans sergiledi. Savunma sanayi ve enerji şirketleri, hem yerel hem de global talep desteğiyle 2025’in kazananları arasında yer aldı.

2026’ya Girerken Beklentiler Olumlu

Uzmanlara göre, önümüzdeki dönemde yeni bir siyasi veya jeopolitik şok yaşanmadığı takdirde Türk hisse senetleri için daha destekleyici bir tablo oluşabilir. Fed’in faiz indirim döngüsünün hızlanması, küresel dezenflasyon eğiliminin güçlenmesi ve düşük enerji fiyatları Türkiye piyasaları için yeniden değerlenme fırsatı yaratabilir.

Bu görünüm altında, Türkiye borsalarının gelişmekte olan ülke piyasalarıyla arasındaki performans farkını kısmen kapatma potansiyeli olduğu değerlendiriliyor. 2025 yılı için yıllık TÜFE beklentisi yüzde 32, 2026 yılı için ise yüzde 22,5 olarak tahmin ediliyor. Para politikasında da 2025 sonunda faiz oranının yüzde 38’e, 2026 sonunda ise yüzde 26’ya gerilemesi bekleniyor. Bu gelişmeler, özellikle bankacılık ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları (GYO) için önemli fırsatlar sunabilir.

Faiz İndirimi Döngüsü ve Bankalar İçin Fırsat Penceresi

Faiz indirimi sürecinden en çok yararlanması beklenen sektörlerin başında bankacılık geliyor. 2026’nın ikinci yarısında makroihtiyati tedbirlerin gevşemesiyle birlikte bankaların kârlılıklarının ciddi şekilde artması öngörülüyor. Bu çerçevede, Garanti Bankası ve Yapı Kredi öne çıkan bankalar arasında gösteriliyor. Ayrıca Koç Holding üzerinden dolaylı olarak banka hisselerine yatırım yapmanın da cazip bir alternatif olduğu vurgulanıyor.

Gayrimenkul yatırım ortaklıkları tarafında ise Emlak GYO model portföydeki yerini koruyor. Düşük faiz ortamının, gayrimenkul sektöründe yeni yatırımları ve değer artışlarını desteklemesi bekleniyor.

TL’deki Reel Değer Kaybı İhracatçılara Destek Oluyor

İkinci önemli yatırım teması ise Türk lirasının reel bazda değer kaybı. Merkez Bankası verilerine göre TL, yılbaşından bu yana reel olarak yüzde 3,5 değer kaybetti. Bu eğilimin sürmesi, ihracat yapan şirketler için avantaj yaratabilir. Düşük enflasyonun da güçlü sermaye yapısına sahip şirketlerde parasal zararları azaltacağı düşünülüyor.

Reklam Alanı

Bu kapsamda sanayi ve ihracat odaklı şirketlerin 2026’da ön plana çıkması bekleniyor. Özellikle üretim kapasitesi ve dış pazarlarda güçlü konumu olan şirketler, kur avantajını gelirlerine yansıtma potansiyeline sahip.

Enerji ve Savunma Sektörleri Büyümesini Sürdürüyor

Enerji ve savunma sanayi, 2025’in en güçlü hikayelerinden birini yazmaya devam ediyor. Tofaş, ASELSAN ve Astor, bu alandaki öne çıkan şirketler arasında. Tofaş’ta kapasite kullanım oranlarının artması ve marj iyileşmesi dikkat çekerken, ASELSAN ve Astor hem iç hem de dış pazarda artan talep sayesinde güçlü kârlılıklar elde ediyor.

Aksa Enerji de son dönemde öne çıkan şirketlerden biri. Şirketin mevcut 3 GW olan kapasitesini 2028 sonunda 5 GW’a çıkarmayı hedeflemesi yatırımcı ilgisini artırıyor. Finansman ve satış anlaşmaları büyük ölçüde garanti altına alınmış durumda. Bu genişleme planı, şirketin 2025’te 282 milyon dolar olan FAVÖK’ünü 2028’de 660 milyon dolara taşıyabilir.

Avrupa’da Artan Savunma ve Altyapı Harcamaları Yeni Fırsatlar Sunuyor

Avrupa ülkelerinde yükselen savunma bütçeleri ve altyapı yatırımları, Türk şirketleri için yeni fırsatlar doğuruyor. Enka, Avrupa’daki altyapı projelerinden payını artırırken; ASELSAN, Avrupa savunma sanayisindeki kapasite açığından yararlanabilecek konumda bulunuyor.

Bu eğilim, Türkiye’nin savunma ve inşaat sektöründe dış pazarlardaki etkisini güçlendirme potansiyeline işaret ediyor. Özellikle Avrupa pazarında uzun vadeli sözleşmelere yönelen firmalar, bu büyümeden kalıcı pay alabilir.

Tüketim ve Perakende Hisselerinde Değer Fırsatları

Tüketici harcamalarının zayıf seyretmesine rağmen perakende sektöründe seçici fırsatlar var. Özellikle düşük değerleme çarpanlarına sahip şirketler yatırımcılar için cazip görünüyor. Bu çerçevede, Mavi Giyim hissesi dikkat çekiyor. 2026 tahmini FD/FAVÖK oranı 3,6 seviyesinde olan şirket, mevcut olumsuz tabloyu büyük ölçüde fiyatlamış durumda.

TAV Havalimanları da portföylerde yerini koruyor. 2025 ve 2026’da en güçlü büyüme ivmesini göstereceği düşünülen şirket, turizmdeki toparlanma ve yolcu trafiğindeki artıştan olumlu etkileniyor.

Revizyonlar ve Yeni Tavsiyeler

Model portföyde bazı revizyonlar da yapıldı. Patates üreticisi Atakey, artan maliyetler ve zayıf ihracat beklentileri nedeniyle “gözden geçiriliyor” kategorisine alındı. Buna karşın, Türk Traktör için görünüm “tut” seviyesine yükseltildi. Bu değişimde, faiz oranlarındaki düşüş ve yurt içi araç pazarındaki toparlanma beklentisi etkili oldu.

Logo Yazılım ise yeniden değerlendirme sonucunda “al” tavsiyesi alan şirketler arasında yerini aldı. Faiz indirimi süreciyle birlikte yazılım sektöründe değerleme potansiyelinin artacağı düşünülüyor.

Genel Görünüm: Yeniden Değerlenme Dönemi Başlıyor

Genel tabloya bakıldığında, 2026 yılına girerken faiz indirimleri, düşük enerji fiyatları ve zayıf doların etkisiyle Türkiye borsası için yeni bir değerlenme dönemi başlayabilir. Bankalar, GYO’lar, savunma ve enerji sektörleri öne çıkarken, yurt içi talep zayıf kalsa da sanayi ve ihracat kanallarının güçlü kalması bekleniyor.

Bu çerçevede 2026 yılı, küresel koşulların da desteğiyle Türk hisse senetleri için fırsatların yeniden şekillendiği bir dönem olarak görülüyor.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Parasever ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!