Özet:
IMF’nin son Küresel Finansal İstikrar Raporu, finansal sistemde “görünürdeki sükûnetin” altında giderek artan risklere dikkat çekiyor. Aşırı değerlenmiş varlık fiyatları, tahvil piyasalarındaki baskılar, yükselen kamu borcu ve banka dışı finansal kurumların (NBFI) artan etkisi, küresel istikrarı tehdit ediyor. Fonların zorunlu satışları, doların değer kaybı ve gelişen ülke tahvillerine yoğun sermaye girişi gibi gelişmelerin, yeni kırılganlıklar yaratabileceği vurgulanıyor.
Aşırı Değerlenmiş Piyasalar ve Artan Kırılganlık
IMF’ye göre finansal istikrar riskleri yüksek seviyesini koruyor. Küresel piyasalarda riskli varlık fiyatlarının yeniden şişmesi, 2 Nisan’daki ABD tarifeleri sonrası kısa süren düzeltmenin ardından yeniden “balonlaşma” sinyalleri veriyor.
Rapor, yatırımcıların tarifelerin büyüme ve enflasyon üzerindeki etkilerini hafife ettiğini belirtiyor. ABD doları yıl başından bu yana %10 değer kaybederek, ABD–G10 faiz farklarından ayrıştı. IMF, bu trendin politika belirsizliği ve doların uzun süren boğa dönemine yönelik yeniden değerlendirme ile ilişkili olduğunu aktardı.
Tahvil Piyasaları Baskı Altında
IMF raporuna göre, gelişmiş ekonomilerdeki tahvil piyasaları, Nisan ayındaki satış dalgasının ardından toparlanmış olsa da “daha kırılgan bir zeminde” işlem görüyor.
-
Getiri eğrileri dikleşiyor,
-
Swap spread’leri negatife dönüyor,
-
“Convenience yield” olarak bilinen güvenli varlık primi eriyor.
Rapor, faizlerin ani yükselişi halinde tahvil fonlarının 300 milyar dolara varan zorunlu satış yapabileceğini öngörüyor. Bu durum, hem devlet tahvilleri hem de diğer varlık sınıfları üzerinde sistemik bir baskı oluşturabilir.
NBFI’lerin (Banka Dışı Finansal Kurumlar) Rolü Büyüyor
IMF, banka dışı finansal kurumların (NBFI) hem tahvil hem de kur piyasalarında giderek artan bir etki kazandığını belirtiyor. Hedge fonlar, sigorta şirketleri ve özel borç fonları, artık bankalarla daha sıkı bağlantılar içinde.
Bu yapı, “aşırı risk alma” davranışını teşvik ediyor. IMF, NBFI’lerin hızla büyüyen özel kredi piyasasındaki rolünün, sistem içi bulaşıcılığı artırdığına dikkat çekiyor.
Bankalar Güçlü Ama Şoklara Açık
IMF’nin Küresel Stres Testi, olumsuz bir makro senaryoda küresel banka varlıklarının %18’inin sermaye yeterlilik oranının %7 eşiğinin altına düşebileceğini gösteriyor.
Eğer NBFI’lerde ek bir şok yaşanırsa, bu oran %21’e kadar çıkabilir. Bu durum, bankalar ile banka dışı kurumlar arasındaki kırılgan bağlantıları açıkça ortaya koyuyor.
Döviz Piyasalarında Yapısal Kırılganlık
Rapor, küresel döviz piyasalarının derin likiditesine rağmen makro belirsizliklere karşı savunmasız kaldığını belirtiyor.
Şoklar, fonlama maliyetlerini yükseltiyor, spread’leri genişletiyor ve kur oynaklığını artırıyor. IMF’ye göre bu baskılar,
-
Döviz pozisyonlarındaki uyumsuzluklar,
-
Aracı yoğunlaşması ve
-
NBFI’lerin artan payı nedeniyle daha da güçleniyor.
Bu stres, diğer varlık sınıflarına da sıçrayarak finansal koşulları sıkılaştırabilir.
Gelişen Piyasalar: Dayanıklılık Artıyor, Riskler de Öyle
IMF’ye göre gelişen ekonomilerde yerel para cinsi tahvil ihracı ve iç yatırımcıların katılımı dayanıklılığı artırdı. Ancak, yüksek borçlanma, dar yatırımcı tabanına bağımlılık ve zayıf politika çerçeveleri yeni kırılganlıklar yaratıyor.
Ayrıca, artan kamu açıkları nedeniyle hükümetlerin tahvil piyasalarına yönelmesi, bankacılık sektörüyle bağımlılığı derinleştiriyor. IMF, bu durumu “devlet–banka bağı güçleniyor” şeklinde tanımlıyor.
IMF: “Zemin Kaymaya Başladı”
IMF raporu, küresel piyasalarda görülen “yapay sakinliğin” kırılabileceği uyarısını yineliyor.
Yatırımcıların yüksek riskli varlıklara yönelmesi, devlet tahvillerinin aşırı borç yükü altında kalması ve NBFI’lerin gölge bankacılığa dönüşmesiyle birlikte, “sarsılmaz görünen finansal zemin kaymaya başladı.”