Özet:
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Eylül ayı başekonomistler raporu, küresel ekonominin kalıcı şoklarla sarsıldığını, toparlanmanın ise kırılgan olduğunu ortaya koydu. Rapora göre küresel büyüme görünümü baskı altında kalmaya devam ediyor, yapısal değişimlerin başında ise ticaret politikaları, yapay zekâ ve enerji talebindeki dönüşüm geliyor.
Büyüme Görünümü Zayıf, Riskler Aşağı Yönlü
WEF anketine katılan başekonomistlerin %72’si, önümüzdeki 12 ayda küresel ekonomik koşulların daha da kötüleşmesini bekliyor. Raporda, özellikle ticaretteki belirsizliklerin yatırımları sınırladığı, bunun da uzun vadeli büyümeyi baskıladığı vurgulandı.
ABD’nin uyguladığı yeni gümrük tarifeleri, tedarik zincirlerinde yeniden yapılanmayı tetiklerken, yatırım akışlarını da değiştirdi. Rapora göre, doların değer kaybı gelişmekte olan ülkelere para politikası açısından esneklik sağlasa da, aynı zamanda ithalat maliyetlerini artırarak iç piyasalar üzerinde baskı oluşturdu.
Yapay Zekâ Yeni Belirsizlik Kaynağı
Başekonomistlerin büyük kısmı, yapay zekânın önümüzdeki yıl ticari anlamda yıkıcı bir etki yaratmasını bekliyor. Ancak istihdam piyasasına etkileri konusunda görüşler ayrışıyor.
Raporda, “Yapay zekânın yükselişi, teknoloji ve inovasyon alanında yapısal bir kaymaya yol açıyor. Bu süreç aynı zamanda enerji talebini yeniden şekillendiriyor ve yüksek teknoloji girdileri üzerinde jeopolitik rekabeti körüklüyor” ifadelerine yer verildi.
Bölgesel Görünüm: ABD, Avrupa ve Çin
-
ABD: Ticaret politikalarındaki sert değişim ve enflasyon baskıları nedeniyle büyüme görünümü zayıf.
-
Avrupa: İstihdamın güçlü seyretmesi ve enflasyonun kontrol altında tutulması sayesinde kırılgan da olsa toparlanma işaretleri veriyor.
-
Çin: Büyüme göreceli olarak güçlü kalsa da, ivme kaybı ve deflasyon riski öne çıkıyor.
Raporda, özellikle Çin’in pandemi sonrası iç talebi toparlamakta zorlandığı, ABD tarifelerinin ise üretimi baskıladığı vurgulandı.
Enflasyon Endişesi Devam Ediyor
Ankete katılan başekonomistlerin %76’sı, önümüzdeki dönemde enflasyonun “ılımlı” seyretmesini bekliyor. Ancak 2025 başında gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle dezenflasyonun sekteye uğradığına dikkat çekildi.
Maliye politikalarının büyük ölçüde mevcut çizgisini koruyacağı öngörülüyor. Bununla birlikte, ekonomistlerin artan bir kısmı (%17), finansal koşulların sıkılaşabileceğini düşünüyor. Para politikasında ise %70 oranında “mevcut duruş korunur” beklentisi hâkim.
Küresel Borç ve Ticaret Belirsizliği
Raporda, yükselen küresel borç stoku ve ticarette artan belirsizliklerin finansal istikrarı tehdit ettiği vurgulandı. Bu durumun, hükümetlerin mali alanını daralttığı ve merkez bankalarının faiz indirimlerini sınırladığı ifade edildi.
Birçok ekonomist, artan borç yükü ve ticari gerilimlerin önümüzdeki dönemde büyümeyi aşağı çekeceğini, yatırım kararlarını olumsuz etkileyeceğini belirtiyor.
Küresel Ekonomide Dönüşüm
WEF raporuna göre, küresel ekonomide üç ana dönüşüm alanı öne çıkıyor:
-
Ticaret ve tedarik zincirleri: ABD’nin yeni tarifeleri, üretim ve yatırım coğrafyasını yeniden şekillendiriyor.
-
Teknoloji: Yapay zekâ başta olmak üzere dijital dönüşüm, iş gücü piyasaları ve enerji tüketiminde köklü değişikliklere yol açıyor.
-
Jeopolitik rekabet: Enerji ve teknoloji girdilerinde artan rekabet, ekonomik dengeleri yeniden belirliyor.
Raporda, “Değişim kaçınılmaz. Ancak bu değişim öngörülemeyen risklerle dolu. Ticaret ve teknoloji politikalarındaki belirsizlik, yatırımcı güvenini sınırlıyor” ifadeleri yer aldı.
Genel Değerlendirme
WEF başekonomistler raporu, küresel ekonomide toparlanmanın hız kazanmasının kolay olmayacağını ortaya koyuyor. ABD’nin korumacı politikaları, Çin’in yavaşlayan ivmesi, Avrupa’daki kırılgan toparlanma ve yapay zekâ kaynaklı dönüşüm, önümüzdeki dönemde hem riskleri hem de fırsatları belirleyecek temel faktörler olarak öne çıkıyor.
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Koşulları öğrenmek için bize e-mail atın: [email protected]