Fed’in ardından ilk işlem gününde, genel risk iştahının korunduğu bir ortam bizleri karşıladı. Avrupa seansında genele yayılır şekilde hisse senetleri primlenirken, Stoxx 50 %1.62 ile trade etti. DAX ise %1.35 yükseldi. ABD seansındaki kapanışlar majör 4 endeksin de (Russell 200 dahil) rekor düzeylerine işaret ederken, bu durum, Kasım 2021’den bu yana ilk kez gerçekleşti. Eylül’ü son olarak 2019’da artıda tamamlayan S&P 500, son 75 yıldaki ortalama %-0.7’lik performansının aksine, Eylül’ün şu ana dek geride kalan kısmında %2.5 artıda seyrediyor.
Zayıf Amerikan doları teması Fed’i takiben kısmen duruldu. Dolar endeksi dün, ikinci günde de artıda kapanış yaparak 97.34’te takip edildi. Keza tahvil faizleri de kısa ve uzun vadelerde yukarı yönde hareket etti. Endeks, bu sabah da benzer seviyelerde karşımıza çıkarken, EURUSD paritesi 1.1770’lerde fiyatlanıyor.
Asya seansı dalgalı. Japonya’da hisse senetleri satıcılı, JPY alıcılı, tahvil faizleri yükselişte. BOJ’un faiz kararında %0.5 ile sabit tutulması söz konusu olurken, karar, 7-2 şeklinde alındı ve mevcut Başkan döneminde ilk kez bu denli ayrışma yaşandı. Ayrıca, BOJ, sürpriz şekilde ETF azaltım kararı da açıkladı. Beklentiler, Ekim toplantısında faizin %0.75’e yükseltilmesi yönünde evriliyor. İlerleyen günler volatil geçebilir.
Yurt içi tarafa döndüğümüzde, endeksteki yorulma, realizasyon ve yaklaşan hafta sonu öncesinde kısmen güvenli tarafta yer alma düşüncesinin ağır bastığı bir seans geride kaldı. BIST 100 endeksi %1.05 gerilerken, USD bazında $270 seviyesinden aşağı yönde uzaklaştı. XBANK tarafındaki satış ise %3 ile çok daha derin şekilde gerçekleşti. XUSIN, %-0.44 ile nispeten dirençli trade etti.
Lira, %-0.04’te takip edilirken, CDS, sınırlı yükseldi ve 3 gün sonra artıda kapanış yaptı. Ancak, söz konusu eğilimin CDS için sadece bir istatistik olduğunu ve kafa karışıklığı yaratmaması gerektiğini önemle belirtelim. Bu haliyle de gerçekleşen kapanış, 239bp.
Fiyatlamalar nezdinde, ana düşüncemize ters bir durum öngörmüyor ve güncelleme ihtiyacı duymuyoruz. Düşük risk primi, dış borçlanmalara kamu ve özel sektör nezdinde gösterilen yüksek ilgi ve TCMB’nin sağladığı güven, orta-uzun vadeli yatırım düşüncelerini desteklemeye devam ediyor.