Yabancı Sermaye Akımları Zayıf Seyrini Koruyor
7-11 Temmuz haftasına ait verileri değerlendiren İş Yatırım Ekonomisti Dağlar Özkan, “Para Nereye Gidiyor?” serisinin yeni bölümünde piyasa hareketlerine dair önemli detayları aktardı. Söz konusu haftada hisse senedi piyasasında yaklaşık 180 milyon dolarlık sınırlı bir yabancı girişi gözlemlendi. Bu rakam son aylardaki haftalık ortalama 200 milyon dolarlık giriş eğilimiyle uyumlu seyretti.
Tahvil tarafında ise önceki haftada gerçekleşen yaklaşık 3 milyar dolarlık güçlü girişin ardından 1 milyar dolarlık bir yabancı çıkışı yaşandı. Bu çıkışın yaklaşık yarısının kalıcı nitelikte olmadığı, geçici olarak elde tutulan tahvillerin elden çıkarılmasından kaynaklandığı belirtiliyor. Eurobond piyasasında ise toplamda ufak çaplı hareketler gözlemlenirken, Hazine eurobondlarından çıkışlar, banka eurobondlarına olan yönelimle dengelenmiş durumda. Özel sektör tahvillerinde ise ihraçsız bir haftada doğal olarak büyük hareketler yaşanmadı.
Yerleşik Yatırımcılarda TL Mevduata Güçlü Yönelim
Yerleşik yatırımcıların döviz tevdiat hesaplarında 1.6 milyar dolarlık bir artış yaşanırken, bu artışın tamamı tüzel kişiler kaynaklı oldu. Gerçek kişilerin döviz hesaplarında ise hafif bir düşüş dikkat çekti. Bu tablo, aylık ortalamalarla değerlendirildiğinde ciddi bir dolarizasyon endişesi yaratmıyor.
Buna karşılık Türk lirası vadeli mevduat hesaplarındaki artış dikkat çekici düzeyde. Son verilere göre, KKM dışındaki TL mevduat hesaplarında 186 milyar TL’lik bir yükseliş görüldü. Tüm yatırımcı gruplarının (gerçek kişiler, tüzel kişiler, kamu ve banka dışı finansal kuruluşlar) aynı anda TL vadeli mevduata yönelmesi, Türk lirasına olan güvenin arttığını gösteriyor. Bankacılık sistemindeki TL mevduat oranı %59,2’den %59,7’ye yükselirken, döviz oranı %38,4’ten %38’e geriledi. KKM payı da düşüşünü sürdürerek %2,3 seviyesine indi.
Borçlanma Araçlarında Yerli Talep Güçlü
Borçlanma araçları cephesinde özellikle Eurobond piyasasında yerleşik yatırımcıların taleplerinin güçlü olduğu gözlemleniyor. Son iki haftada yaklaşık 1 milyar dolarlık alım gerçekleştiği ve bu alımların büyük kısmının yatırım fonları aracılığıyla yapıldığı belirtiliyor. Gerçek kişiler veya şirketler doğrudan Eurobond alımı gerçekleştirmedi.
Devlet iç borçlanma senetlerinde ise yerli yatırımcıların ilgisi devam ediyor. Özellikle hane halkının Şubat ayından bu yana istikrarlı biçimde devlet tahvili alımı yaptığı ve bu haftada da 9 milyar TL’lik kısmı hane halkından olmak üzere toplamda 24 milyar TL’lik bir giriş olduğu belirtiliyor. Bu eğilimin değişmediği sürece altının çizilmeye devam edileceği vurgulanıyor.
Menkul kıymet yatırım fonlarına ise toplamda 69 milyar TL’lik bir giriş gerçekleşti. Bu tutarın yaklaşık 40 milyar TL’si para piyasası fonlarından geldi. Önceki haftalarda para piyasası fonlarına olan ilginin zayıfladığı gözlemlense de, son verilerle birlikte bu fonların yeniden güçlendiği ifade ediliyor. Döviz fonlarına da Haziran ayından bu yana yapısal bir ilgi olduğu belirtilse de, son haftada para piyasası fonlarının gerisinde kaldığı kaydediliyor.
Rezervlerde Güçlü Artış: Swap Hariç Net Pozisyonda İyileşme
Merkez Bankası’nın rezerv verileri incelendiğinde, 17 Temmuz itibarıyla brüt döviz rezervlerinin 170 milyar dolara ulaştığı, Temmuz ayı boyunca yaklaşık 17 milyar dolarlık bir artış yaşandığı görülüyor. 19 Mart öncesi seviyelere yaklaşan bu rezerv artışının 30 milyar dolarlık kısmının, altın fiyatlarındaki artış ve swap işlemleriyle ilişkili olduğu belirtiliyor.
Swap hariç net döviz pozisyonu ise Temmuz ayında belirgin bir iyileşme göstererek 27 milyar dolarlık artışla toparlandı. Bu iyileşmenin yaklaşık 8 milyar dolarlık kısmı altın fiyatlarındaki yükselişten kaynaklanırken, geri kalan 19-20 milyar dolarlık bölüm gerçek rezerv artışını temsil ediyor.
İç Talepte Sektörel Ayrışmalar Dikkat Çekiyor
Kartlı harcamalardaki eğilimler incelendiğinde, Temmuz ayında tüketimin kuvvetlendiği görülüyor. Yıllık bazda %58’lik bir artış hesaplanırken, enflasyonun %34 seviyesinde tahmin edildiği bir ortamda, tüketici harcamalarında reel artış yaşandığı değerlendiriliyor. Sektörel bazda ise bar ve eğlence harcamaları ile bireysel emeklilik katkı paylarında gerileme dikkat çekiyor.
Elektrikli elektronik eşya, sigorta ve havayolları gibi sektörlerde ise halen zayıf seyir gözlemlenmekle birlikte, bu alanlarda sınırlı bir toparlanma işareti mevcut. Son aylarda bu sektörlerde %10-15 aralığında yıllık artış oranları gözlemleniyor. Tüketici eğilimindeki bu dönüşüm, bazı takvim etkileri ve mevsimsel faktörlerle birlikte değerlendirildiğinde geçici dalgalanmalara işaret edebilir.
Genel tabloya bakıldığında, yerli yatırımcıların TL varlıklara olan ilgisinin arttığı, yabancı yatırımcıların ise sınırlı da olsa pozisyon almaya devam ettiği görülüyor. Merkez Bankası rezervlerinde yaşanan artış, para politikası açısından olumlu bir sinyal olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki haftalarda KKM’den çıkışların devam etmesi ve TL mevduatın daha da güçlenmesi bekleniyor.