ABD’de Bilanço Sezonu Hız Kazandı: Bankalar ve Havacılık Sektörü Öne Çıktı
ABD’de 2025 yılı ikinci çeyrek bilançolarının açıklanmaya başlamasıyla birlikte, yatırımcıların odağı yeniden kurumsal finansal verilere kaydı. Bankacılık sektöründe JP Morgan, Bank of America, Citibank ve Wells Fargo’nun sonuçları dikkatle takip edilirken, havacılık sektöründe United Airlines ve Delta Airlines’ın performansları da yakından izlendi. Teknoloji ve savunma sektörlerinden gelen verilerle birlikte, şirketlerin geleceğe dönük projeksiyonlarında bazı endişeler ve iyimserlikler aynı anda gözlemleniyor.
Bankacılıkta Fark Yaratan Performanslar ve Zayıf Halka
JP Morgan, bankacılık sektöründeki güçlü konumunu sürdürdü. Şirketin net faiz gelirleri ve marjları beklentileri aşarken, mevduat dışı fonlamada artış dikkat çekti. Bu artış, faiz indirimlerinin gündeme gelmesiyle para piyasası oranlarındaki gevşemeye ve vade uyumuna bağlandı. JP Morgan, yüksek getiri arayan tasarruf sahiplerinin tekrar bankaya yönelmesini bekliyor. Ancak kredi büyümesiyle birlikte artan riskli varlıkların, sermaye yeterliliği üzerinde bir miktar baskı oluşturduğu görülüyor.
Bank of America da beklentilerin üzerinde performans gösterdi. Net faiz marjı daralsa da global operasyonlardaki büyüme, net faiz gelirlerini destekledi. Özellikle kredi limitlerinin kullanım oranındaki artış, kredi talebinin güçlü olduğunu gösterdi. Bank of America’nın sabit faizli tahvil pozisyonlarının, faiz oranlarının yükselmesiyle daha kârlı hale geldiği ve bu dönüşümün şirketin fonlama yapısını olumlu etkilediği ifade ediliyor.
Citibank tarafında ise belirgin bir değişim göze çarpmıyor. Tüketici kredilerine odaklanan banka, bu segmentten hâlâ yüksek getiri elde ediyor. Ancak kurumsal kredilerde yavaş ilerleme ve tüketici sağlığına dair süregelen belirsizlikler, Citibank’ın gelecekte daha riskli bir pozisyona geçebileceği sinyallerini veriyor.
Wells Fargo ise sektörde zayıf performans gösteren oyuncu olarak dikkat çekti. Kurumsal krediler tarafında rekabetçiliğini yitirmiş görünen banka, kredi portföyünü büyütemedi. Varlık kalitesi halen güçlü olsa da, rekabet gücünü yeniden kazanması gerektiği vurgulanıyor.
Havacılık Sektörü Beklentilerin Üzerinde
United Airlines ve Delta Airlines, ikinci çeyrekte güçlü finansal sonuçlar açıkladı. Özellikle premium segmentte faaliyet gösteren bu iki havayolu, operasyonel verimliliklerini artırarak piyasadan pozitif ayrıştı. Petrol fiyatlarındaki düşük seyrin de etkisiyle maliyet avantajı sağlayan şirketler, olası bir resesyona dahi hazırlıklı olduklarını belirtti.
United Airlines, resesyon olsa bile pozitif hisse başı kâr açıklayacağını duyurdu. Tüketici bağlılığı ve fiyatlama gücü, şirketin rekabet avantajlarını destekliyor. Delta Airlines da benzer şekilde, maliyet yönetiminde başarılı olduğunu ortaya koydu. Ancak ekonomik sınıfta talebin zayıf seyretmesi ve yolcu harcamalarındaki düşüş, sektör genelinde temkinli olunması gerektiğini gösteriyor.
Teknoloji ve Yarı İletken Sektöründe Jeopolitik Etkiler
ASML’nin bilançosu, geleceğe dair bazı belirsizlikleri gündeme taşıdı. Güney Kore’deki güçlü satışlara rağmen, Çin’e yönelik ambargolar ve TSMC’nin üretim tercihleri şirketin büyüme potansiyelini sınırlayabilir. ASML’nin 2026 sonrası büyüme projeksiyonlarının zayıfladığı ve 2030 hedeflerinde gecikmeler yaşanabileceği öngörülüyor.
TSMC ise beklentilere paralel güçlü bir bilanço açıkladı. Şirketin yüksek teknolojili 3 nanometre ve 2 nanometre çiplere geçiş süreci devam ediyor. Arizona’da kurulan tesislerde üretimin artacağı ve bu sürecin jeopolitik önem taşıdığı ifade ediliyor. Ancak Tayvan dolarının değer kazanması, maliyet ve kâr marjları üzerinde baskı yaratıyor. Şirketin bu durumu dengelemek için yeni stratejiler geliştirdiği belirtiliyor.
Savunma ve Eğlence Sektöründe Farklı Dinamikler
GE Aerospace, ticari havacılıkta envanter artışıyla dikkat çekti. Ancak savunma segmentinde uzun vadeli kontratların maliyet baskısı oluşturduğu ifade ediliyor. Boeing ve Airbus’ın geciken teslimatları, GEA’nın kâr marjlarını olumsuz etkiledi. Yine de motor satışlarının ardından başlayan tamir döngüsünün uzun vadeli nakit akışını destekleyeceği ve bu durumun yapısal bir sorun yaratmayacağı belirtildi.
Netflix cephesinde ise döviz kuru avantajı bilanço sonuçlarına pozitif yansıdı. Şirketin reklam gelirlerine dayalı yeni iş modeli olumlu ilerliyor. Ancak YouTube’un hızlı büyümesi ve öneri mekanizmalarında sağladığı avantajlar, Netflix’in rekabet gücünü tehdit edebilir. Şirketin içerik üretiminde yapay zeka kullanımına yönelik girişimleri umut verici olsa da, kısa vadede hissede durgunluk yaşanabileceği öngörülüyor.
Genel Görünüm: Kısa Vadeli Dalgalanma, Uzun Vadeli Beklentiler
ABD bilanço sezonu karmaşık sinyallerle ilerliyor. Bankacılık sektöründe bazı oyuncular güçlü performans sergilerken, bazıları rekabetin gerisinde kalıyor. Havacılık ve teknoloji tarafında büyüme sürse de, jeopolitik gelişmelerin etkileri hissediliyor. Eğlence ve savunma sektörleri ise uzun vadeli stratejilerle pozisyonlarını güçlendirmeye çalışıyor.