Merkez Bankası’nın Mart 2025 Ödemeler Dengesi verileri, 19 Mart’taki siyasi operasyonların ardından yerli yatırımcının Türkiye’den ciddi biçimde sermaye çıkardığını ortaya koydu. Mart ayında yurtiçinden çıkan toplam sermaye miktarı 14 milyar 720 milyon doları buldu. Bu rakam, sadece yabancı yatırımcının değil, yerli yatırımcının da güven kaybı yaşadığını gösterdi.
Operasyonlar Ekonomiye Güven Sarsıntısı Yarattı
19 Mart’tan sonra yaşanan gelişmeler, Türkiye’deki sermaye güveninin ciddi biçimde zedelendiğini, siyasi istikrarsızlık ve hukuki belirsizliğin hem yerli hem yabancı yatırımcıları uzaklaştırdığını ortaya koydu. Önlem alınmazsa sermaye kaçışı daha da derinleşebilir.
Ekrem İmamoğlu ve İBB’ye yönelik 19 Mart operasyonları sonrası, TÜSİAD başkanlarına yönelik soruşturmalar ve şirketlere kayyum atamalarıyla birlikte yerli sermaye hızla yurtdışına yöneldi. Tahvil, hisse senedi ve döviz mevduatları yoluyla 8 milyar 760 milyon dolar; doğrudan yatırımlarla da 688 milyon dolar ülke dışına çıkarıldı.
Net Hata-Noksan Kalemi Alarm Verdi
Mart ayı içinde kaynağı belirsiz 3 milyar 940 milyon doların da yurtdışına çıkmasıyla birlikte sadece bir ayda toplam çıkış 14 milyar 720 milyon dolara ulaştı. Bu durum, yerli yatırımcının yalnızca sistem içinden değil, kayıt dışı yollarla da Türkiye’den uzaklaştığını gözler önüne serdi.
Yabancı Gelmiyor Yerli Gidiyor
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yabancı yatırımcıyı çekmek için yürüttüğü diplomasi trafiği henüz sonuç vermezken, yerli yatırımcılar hızla pozisyon değiştiriyor. Şimşek’in “yabancılar geri dönüyor” söylemine rağmen veriler, yerli sermayenin üç kat daha fazla çıkış yaptığını doğruladı.
Çinli otomotiv devi BYD, Manisa’daki büyük teşviklere rağmen Avrupa merkezini Macaristan’da kurmayı tercih etti. Bu durum, sadece yerli değil, yabancı sermayenin de Türkiye’ye mesafeli durduğunu gözler önüne serdi. Organize Sanayi Bölgelerinde fabrikalar birer birer kapanıyor ya da yurtdışına taşınıyor.
Ekonomik Belirsizlik ve Hukuki Güvensizlik Gündemde
Tekstil, beyaz eşya ve dayanıklı tüketim sektörlerinde faaliyet gösteren birçok üretici, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa ülkelerine taşınmaya başladı. Bunun arkasında ise hukuki güvencesizlik, öngörülemez ekonomi politikaları ve siyasi operasyonların yarattığı korku ortamı neden olarak gösterildi.
Rahip Brunson Krizi Gibi
Rahip Brunson krizinde yaşanan sermaye çıkışını bile geride bırakan bu tablo, siyasi hamlelerin ekonomik karşılıklarının artık gizlenemez bir hale geldiğini gösterdi. Yerli yatırımcının, yabancıdan bile daha tedirgin olduğu bir ekonomik iklim oluşmuş durumda.
