ISTRICH Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı ve Günder Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kutay Kaleli Bloomberg HT’de yayınlanan Üst Düzey programına konuk oldu.
Kaleli yenilenebilir enerjide çok fazla yatırım yapılması gerektiğini özellikle günşe enerjisinde büyük bir potansiyel olduğunu belirtti.
Yenilenebilir enerji hakkında bilgi veren Kaleli, “Türkiye yenilenebilir enerjide ciddi adımlar atmış bir ülke. 2024’te her ne kadar pazarda bir daralma yaşandığı düşünülse de öyle değil, kurulu güçlerin ciddi oranda arttığı, yenilenebilir enerji oranın da Türkiye içinde arttığı bir yıl olarak oldu. 2025’in 1 Nisan itibariyle toplam kurulu gücümüz 117 bin 875 megavata geldi. Bunun içinde güneşin payı 21 bin 621, rüzgarın payı 13 bin 098 megavat, ikisini de topladığımızda yüzde 30 gibi bir rakam yapıyor. Bunun yanında hidroelektrik santralleri, jeotermal ve biyokütleleri de eklediğimizde yaklaşık 70 bin megavatlık bir rakama geliyor. Bu rakamda Türkiye’nin toplam kapasitesinin yüzde 60’ı. Bu çok önemli bir oran çünkü Avrupa’ya baktığınızda, Amerika’ya veya gelişmiş ülkelere baktığınızda yüzde 50-yüzde 45’ler seviyelerini görüyoruz. Yerli kaynaklardan elektrik üretim oranına bakarsak da burada yerli kömürü de eklememiz gerekiyor onun da yüzde 9 gibi bir payı var. Yani toplamda yüzde 80 oranında biz yerli kaynaklarımızla elektrik üretiyoruz. Geri kalan yüzde 20’de de doğalgaz ve ithal kömür var. Dolayısıyla halen Türkiye’nin enerjisinin kabaca yüzde 40 civarındaki bölümünü doğalgaz ve ithal kömür kaynaklarıyla üretiyoruz. Bunun için de tabi yenilenebilir enerjiye çok daha fazla yatırım yapmamız lazım. Bakanlık geçmişten bugüne sürekli yenilenebilir enerjiyi güneş ve rüzgarı destekler pozisyonda” dedi.
Kredi erişiminde halen zorlukların devam ettiğini de belirten Kaleli, 2025 beklentilerinden de bahsetti. Kaleli, “Ekonomik sıkılaşmanın halen devam ettiği, kredilere erişimin halen zor olduğu, öz tüketim için santral yapmak isteyenlerin halen kapasitelere ulaşmakta zorlandığı bir dönemden bahsediyoruz. Ama böyle bir döneme rağmen bile geçtiğimiz sene 8 bin megavat güneş santrali inşaatı yapıldı. Benzer bir yatırımın bu sene de olmasını bekliyorum çünkü sanayicinin bu elektriğe ihtiyacı var. Çünkü bundan sonraki sene Avrupa Birliği’nin sınırda karbon vergisi gelebilir, green deal konusu gelebilir sonuçta mecburlar bu yatırımı yapmaya. Ne kadar çok santral yapılırsa o kadar çok hem arz güvenliği olacak hem de fiyatlar aşağı gelecek” diye ekledi.
“Güneş ve rüzgar enerjisinde yatırım potansiyeli var”
Rüzgar ve güneş enerjisinde yatırım potansiyeli olduğunun altını çizen Kaleli, “Hidroelektrikte kapasiteler hemen hemen doldu, rüzgarda hala potansiyelimiz var, güneşte kullanılmamış çok büyük bir potansiyel var. Buralarda yatırımlar gelecektir. Tahmin ediyorum ki öncelikli depolamalı güneş ve rüzgar santrali yatırımları önümüzdeki 5 sene olacaktır. Açıkçası yabancı yatırımcı pek kalmadı Türkiye’de genelde yerli ve büyük gruplar yatırımlara öncülük ediyorlar. Zaten böyle de olması beklenir” dedi.
Kaleli konuşmasına şöyle devam etti:
Türkiye’de hem güneşte hem rüzgarda ciddi bir yerli üretim olduğunu söyleyebiliriz. Güneşteki yerlilik oranları artık yüzde 00 yerliliğe kadar geldi diyebiliriz. Rüzgarda tam yüzde 100’ü yakalayamadık. Bazı ekipmanların üretim tekniklerini maalesef yabancı üreticiler bizlere vermiyor. Bugün güneşte Türkiye’de hücresinden en detay ürününe kadar her ürün üretiliyor üstelik bazı ürünlerin iç pazara yetmediğini düşünüyorum ama onun dışındaki her ürün Türkiye’de üretiliyor. Hedef iç pazarsa eğer fazla üretim bile var Türkiye’de. Çin burada çok büyük bir rakip ve mecburuz orayı takip etmeye çünkü teknolojiyi geliştiren Çin. Yatırımda yerli ürün kullanılırsa o santral teşviklerden faydalanıyor, yüzde 45’e varan bir kurumlar vergisi istisnası, sosyal güvenlik primlerinden istisna ve KDV istisnası gibi ciddi teşvikler var. Ama maalesef yerli üretilen hücre ithalden daha pahalı şu anda mesela teşvikli santrali yapmak teşviksiz santrali yapmaktan daha pahalı. Tabi böyle olunca yatırımcı şapkasını önüne koyuyor fizibilite yapıyor ne yaparsam daha faydalı olur diye bakıyor. Ama ben fiyatların bu şekilde süreceğini düşünmüyorum yani yerli üretim arttıkça fiyatlarda aşağı doğru gelecektir. Zaten bu teşvik mekanizmasıyla da hedeflenen bu.
Türkiye’de kapasite bulamayan yatırımcı yurtdışına odaklanıyor. Bu ara özellikle Balkan Bölgesi çok popüler, Makedonya, Bosna Hersek, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Romanya popüler. Biraz Almanya ve İngiltere’de de yatırımların olduğunu görüyoruz. Asya’da hiç yokuz, Arabistan yarımadasında hemen hemen yokuz. Ama Avrupa’ya doğru ilerliyoruz.